Henüz küçük yaşlardaydı. Tel bağladığı tahtayı saz yapıp çalmayı denedi. Günler böyle akıp gidiyordu. Köydeki bağ bahçelerde büyüklerine yardım ederken aldığı harçlıkları biriktirip hayalindeki bağlamayı almıştı artık. O yılların en popüler isimleriydi İzzet Altınmeşe ve Kahtalı Mıçı. Onları dinliyor, türkülerini ezberliyordu. Bir yandan da bağlama çalışmaya çalışıyordu. Her geçen gün geliştirmişti kendini. Artık türkü dinlerken kapıldığı o duygu ve hayal dünyası beste yapmasını sağlamıştı. Yıllar böylece akıp giderken, artık askerlik günü gelip çatmıştı. Türkü söylemeye askerlik günlerinde de devam etti. Ve teskere almış, ailesine kavuşmuştu. Fakat içinde yeni bir sevda başlamıştı. İstanbul! Oraya gidecek, belki de herkesin tanıdığı bir sanatçı olacaktı. Tabi kolay değil. İlk olarak Türkü kafelerde sahneye çıkmıştı. Her yöreden bir nağme dökülüyordu dilinde. Ama Zazaca ağır basıyordu. Söylediği her Zazaca türküden sonra ‘yine okur musunuz’ talepleri sıralanıyordu dinleyenlerin dilinden… Bu taleplerin yoğunlaşması onu Zazaca beste yapmaya çekiyordu. İçindeki duyguları, yaşadığı toplumun içinde bulunduğu durumu, yöredeki aşkları, acıları ve dahasını… İlk bestesini 1982’de İstanbul’da yaptı. Ez hekena (Ben seviyorum) adlı eserini yörenin sevilen sanatçılarından Sait Altun’a ve Zercene Çolig’e verdi. Sanatçı büyüklerinin talepleri artınca beste çalışmaları da hızlandı ve şuana kadar noter tasdikli 100 besteye ulaştı. Tasdik ettirmediklerin sayısı ise yine bir o kadar…
Ve şimdi söz sırası onda! 24 yıldır müzik piyasasında aktif olarak çabalayan 42 yaşındaki ‘Zaza Nuro’ lakaplı Nurettin Ataş’ta…
“Üç yıldır Genç Beş Kardeşler Düğün Sarayı’nda sahne alıyorum. Yakın zamanda gerek müzik marketlerde satışa sunulan, gerekse şahsım tarafından dağıtılan ‘Milletema’ (Halkımız), adlı albümdeki “Hevalo’ (Arkadaşım) adlı parçaya klip çekeceğim. Klipte, daha çok yöremizin tanıtılması gereken unsurlarına, güzelliklerine ve halkımızın içinde bulunduğu duruma dikkat çekmeyi arzuluyorum. Hem türkü sözlerine uygun, hem de yöreyi tanıtıcı envanterlerin yer alacağı bir senaryoyla klibimizi çekeceğiz. İnşallah güzel ve beğenilen bir çalışma olacak. Hedefim, kaybolan dilimiz Zazaca’yı yaşatmak ve yöremizin tanıtımına katkıda bulunmak. Bu anlamda desteğini esirgemeyen tüm dostlara ve Gencinsesi & Genç Ekspress Gazetesi’ne teşekkür ediyorum.”
Henüz küçük yaşlardaydı. Tel bağladığı tahtayı saz yapıp çalmayı denedi. Günler böyle akıp gidiyordu. Köydeki bağ bahçelerde büyüklerine yardım ederken aldığı harçlıkları biriktirip hayalindeki bağlamayı almıştı artık. O yılların en popüler isimleriydi İzzet Altınmeşe ve Kahtalı Mıçı. Onları dinliyor, türkülerini ezberliyordu. Bir yandan da bağlama çalışmaya çalışıyordu. Her geçen gün geliştirmişti kendini. Artık türkü dinlerken kapıldığı o duygu ve hayal dünyası beste yapmasını sağlamıştı. Yıllar böylece akıp giderken, artık askerlik günü gelip çatmıştı. Türkü söylemeye askerlik günlerinde de devam etti. Ve teskere almış, ailesine kavuşmuştu. Fakat içinde yeni bir sevda başlamıştı. İstanbul! Oraya gidecek, belki de herkesin tanıdığı bir sanatçı olacaktı. Tabi kolay değil. İlk olarak Türkü kafelerde sahneye çıkmıştı. Her yöreden bir nağme dökülüyordu dilinde. Ama Zazaca ağır basıyordu. Söylediği her Zazaca türküden sonra ‘yine okur musunuz’ talepleri sıralanıyordu dinleyenlerin dilinden… Bu taleplerin yoğunlaşması onu Zazaca beste yapmaya çekiyordu. İçindeki duyguları, yaşadığı toplumun içinde bulunduğu durumu, yöredeki aşkları, acıları ve dahasını… İlk bestesini 1982’de İstanbul’da yaptı. Ez hekena (Ben seviyorum) adlı eserini yörenin sevilen sanatçılarından Sait Altun’a ve Zercene Çolig’e verdi. Sanatçı büyüklerinin talepleri artınca beste çalışmaları da hızlandı ve şuana kadar noter tasdikli 100 besteye ulaştı. Tasdik ettirmediklerin sayısı ise yine bir o kadar…
Ve şimdi söz sırası onda! 24 yıldır müzik piyasasında aktif olarak çabalayan 42 yaşındaki ‘Zaza Nuro’ lakaplı Nurettin Ataş’ta…
“Üç yıldır Genç Beş Kardeşler Düğün Sarayı’nda sahne alıyorum. Yakın zamanda gerek müzik marketlerde satışa sunulan, gerekse şahsım tarafından dağıtılan ‘Milletema’ (Halkımız), adlı albümdeki “Hevalo’ (Arkadaşım) adlı parçaya klip çekeceğim. Klipte, daha çok yöremizin tanıtılması gereken unsurlarına, güzelliklerine ve halkımızın içinde bulunduğu duruma dikkat çekmeyi arzuluyorum. Hem türkü sözlerine uygun, hem de yöreyi tanıtıcı envanterlerin yer alacağı bir senaryoyla klibimizi çekeceğiz. İnşallah güzel ve beğenilen bir çalışma olacak. Hedefim, kaybolan dilimiz Zazaca’yı yaşatmak ve yöremizin tanıtımına katkıda bulunmak. Bu anlamda desteğini esirgemeyen tüm dostlara ve Gencinsesi & Genç Ekspress Gazetesi’ne teşekkür ediyorum.”